2012 yılında Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşma çerçevesinde kurulan Kürecik Radar Üssü’nün temel amaçlarından birinin, olası hava saldırılarına karşı İsrail'e istihbarat sağlamak olduğunu belirten Öztürkmen, İsrail'in aylardır Gazze'de uyguladığı katliamlar ortadayken, Kürecik Radar Üssü’nün faaliyetlerine devam etmesinin manidar olduğunu belirtti.
CHP Gaziantep Milletvekili Av. Hasan Öztürkmen, “ABD, kurdurduğu bu üs üzerinden sağladığı bilgileri İsrail'in korunması için kullanıyor ve aynı zamanda bu bilgileri İsrail’le de paylaşıyor. Bu gerçeğe rağmen Saray yönetimi, bilgilerin sadece NATO müttefiki ülkelerle paylaşıldığı iddiasında bulunarak, uyanıklık yapıyor” dedi.
Öztürkmen bu konuda Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanıtlaması için bir soru önergesi de verdi.
CHP'li Öztürkmen'in basın açıklaması ve soru önergesi…
Erdoğan, İran’ın Saldırısında İsrail’i Korudu!
Malatya’daki Kürecik Radar Üssü, 2012 yılında Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşma sonucu kuruldu. Amaç, tüm ittifak üyelerini kapsayan bir balistik füze savunma sistemi oluşturmaktı.
Radar sisteminin kurulumu ABD askeri personeli tarafından yapıldı. Radar istasyonunun kontrolü, Avrupa Aşamalı Adaptif Yaklaşımı (EPAA) çerçevesinde NATO Komutanlığına devredildi. Kürecik Radar Üssü, bölgedeki füze tehditlerini izlemek ve savunma sistemlerine erken uyarı sağlamak amacıyla kullanılıyor.
“İsrail'in Türkiye'deki gözü” olarak bilinen Malatya'daki Kürecik Radar Üssü, Gazze'ye yönelik katliamın başlamasının ardından, İncirlik Üssü'nden sonra protestoların ana adreslerinden biri olmuştu. Üssün kapatılması ve İsrail'e hava güvenliği istihbaratının kesilmesi taleplerine AKP iktidarı kulaklarını kapatmıştı.
Saray Uyanıklık Yapıyor
İran'ın İsrail'e yönelik “Gerçek Vaat” adlı son operasyonuyla birlikte Kürecik Üssü yeniden gündeme geldi. Saray, eleştirilere yönelik bir sözde “dezenformasyon” bülteni yayınladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden yapılan açıklamada, “Malatya'da yer alan Kürecik radar üssü, tamamen ulusal güvenliğimiz gereği kurulmuş olup NATO müttefiki ülkelerin halklarının, topraklarının ve kuvvetlerinin korunmasını amaçlamaktadır. Bu radar sisteminden elde edilen bilgiler, NATO'nun mevcut prosedürleri çerçevesinde müttefiklerle ittifakın savunmasına yönelik paylaşılmakta ve kullanılmaktadır. Radar bilgilerinin İsrail gibi NATO müttefiki olmayan ülkelerle paylaşımı da söz konusu değildir” denildi.
Kürecik'ten ABD'ye, ABD'den İsrail'e
Üssün kurulduğu ilk günden beri, radar sisteminin temel amacının, olası hava saldırılarına karşı İsrail'in güvenliğini sağlamak olduğu biliniyor ve sistemin verileri bu yönde kullanılıyor. ABD, kurdurduğu bu üs üzerinden sağladığı bilgileri İsrail'in korunması için kullanıyor ve aynı zamanda bu bilgileri İsrail’le de paylaşıyor.
Bu gerçeğe rağmen Saray yönetimi, bilgilerin sadece NATO müttefiki ülkelerle paylaşıldığı iddiasında bulunarak, uyanıklık yapıyor.
Sadece Ticarete Değil İstihbarata Da Devam
Miting kürsülerinde İsrail'e esip gürleyen ancak ticarete tam gaz devam eden Erdoğan, dünyanın kilitlendiği İran saldırısında da aynı tutumu aldı.
İsrail'in Gazze'de katliama başlamasının ardından gündeme gelen bu üssün faaliyetleri kamuoyunun bütün tepkisine rağmen durdurulmadı. AKP, İsrail'in güvenliği uğruna üsse dokunmadı.
Erdoğan kürsülerden "Eyy Amerika, Eyy İsrail" diye efelenirken, Malatya'daki bu üs kurulduğu günden beri İsrail'e hava güvenliği sağladı ve sağlamaya devam ediyor.”
Bakan Yaşar Güler'e Soru Önergesi
Öztürkmen, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanıtlaması için TBMM Başkanlığına yazılı soru önergesi de verdi. Öztürkmen, şu 5 sorunun yanıtını istedi:
“1- Kürecik Radar Üssü, İran'ın İsrail'e yönelik “Gerçek Vaat” operasyonunda devrede miydi?
2- Operasyon sırasında Kürecik Radar Üssü'nden ABD'ye ve/veya NATO üyesi hangi ülkelere bilgi sağlandı?
3- İsrail'in Gazze'de aylardır sürdürdüğü katliam ortadayken, hükümetin Kürecik Radar Üssü'nün faaliyetlerini durdurmamasının nedeni nedir?
4- Malatya Kürecik halkının, bölgesel bir savaş durumunda, radar üssünden kaynaklı olarak hedef olma korkusu yaşadığı haberleri basına yansımıştır. Bu duruma karşın bir tedbir alındı mı?
5- Türk hükümeti, ABD'nin “arabuluculuk” talepleri doğrultusunda İranlı yetkililerle görüşmeler yaptı mı? Yaptıysa hangi talepleri iletti, hangi anlaşmaya varıldı?”
Bir Yorum Bırakın