Arzu ÖZASLAN YAZDI... KADIN OLMAK

Arzu ÖZASLAN'IN Köşe Yazısı
Editör
Demo Admin
Yayın
8 Mart 2024 14:39
Güncelleme
8 Mart 2024 14:45


Kadın, aile ve toplum arasında bir köprü görevi gören en büyük varlıktır. 8 Mart dünya kadınlar günü olan bu özel günde, sadece bir gün değil her gün yaşatmaya çalışmalıyız. Kadının toplumlarda yerine getirdiği görevleri itibariyle, sosyal sistemin işleyişine katkısı büyük varlıktır. Toplum arasındaki yerini önemseyebilmek ve göz önünde bulundurabilmek kadar güzel şey yoktur. 

Türkiye’de yaşayan 83 milyondan fazla insanın yaklaşık yarısını kadınlar oluşturmaktadır. 

Kadın erkek arasındaki en büyük fark “Hanedeki işlerden sorumlu olma durumuna baktığımızda ortaya çıkıyor. Toplumsal olarak daha çok kadınlarla bütünleşmiş ev işlerinde erkekler daha çok tamir ve boya gibi işlerde öne çıkmaktadır. Ev işlerinin paylaşımında, kadınların yüzde 92’ye varan oranları dikkat çekmektedir. 

Kadınlar ile erkekler arasındaki farkın en fazla olduğu alanlardan bir diğeri de eğitim konusudur. Okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 85,8’ini kadınlar oluşturmaktadır.

Dünya Ekonomik Forumu'na  göre dünyada kadın-erkek eşitliğinin sağlanması 131 yıl alacak.

Bu yılın bu kadar uzun sürmesinin sebebi ise herkesin kadın erkek eşitliğini savunurken kadınları hor görmesinden geçmektedir. Oysa bilmeyiz ki kadının elinin değdiği her yerin çiçek bahçesine dönüştüğünü. Şu an da inşaatda, sayada(terlik, kıyafet), doktorlukta, gazeticide, siyasetde elini attığı her yerde.

Dünya standartlarına ve uluslararası raporlara göre Türkiye eşitlik açısından 146 ülke arasında 129'uncu sırada yer alıyor. Bu da ne kadar kadına değer veriyoruz desekde, vermememizden geçiyor.

Öte yandan Türkiye, ekonomik fırsatlara katılım açısından 146 ülke arasında 133. sırada yer alıyor. Eğitim alanında eşitlik 99'uncu, siyaset alanında 118'inci, sağlık alanında ise Türkiye dünyada 100'üncü sırada yer alıyor. 

Oysa kadınlar '' ana, bacı, kardeş, dost, arkadaş, eş, sırdaş'' kısaca her şeydir.

Araştırma, 2019'da insanların yüzde 48'inin ev ortamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığına inanırken artık yalnızca yüzde 40'lık bir kesimin aynı fikre sahip olduğunu gösteriyor. Bir evin dört duvarı arasında kalan kadınlar o gün hangi yemeğin pişeceğine, kravatın rengine, perdenin desenine, çamaşır makinesinin markasına, çocuğun kıyafetine vs. karar vermekle yetkili sandıkları için Türkiye'de bir gelişme sağlanmıyor gibi. 

Sorun evin dışında başlıyor. Dünyanın her yerinde kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor. Araştırmaya göre; dünya genelinde kadınların neredeyse yarısı (yüzde 46) geceleri mahallelerinde yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmiyor. Bu yüzde, belirli coğrafi bölgelerde daha da kritik bir hal alıyor;  Amerika kıtasındaki kadınların yüzde 64'ü, Afrika'da yüzde 47'si ve Avrupa'da yüzde 45'i kendilerini güvende hissetmediklerini belirtiyor. Araştırmanın Türkiye kısmında ise, gece mahallelerinde yalnız yürürken kendilerini güvende hissetme  konusunda cinsiyetler arasında belirgin bir fark ortaya çıkıyor. Kadınlar (yüzde 61) erkeklere (yüzde 76) kıyasla daha düşük bir oranda kendilerini güvende hissediyor. Bu sonuçlar; kadınların genellikle geç saatlerde dışarıdayken daha savunmasız hissedip güvenlik endişeleri yaşadığını vurguluyor ve aynı zamanda, bu durumun toplumsal cinsiyete bağlı güvenlik algılarına dayandığını gösteriyor. Kadınların da saatleri yoktur. Akşam 5'de, 8'de, 10'da dışarda ne işi vardı değilde.  Belki işden çıkmıştır, arkadaşlarıyla buluşmuştur, sinemaya gitmiştir diyelim. 

Kadına yönelik şiddet artmaya devam ediyor

Türkiye'de kadına yönelik şiddet oranı yüzde 38 olup, Türkiye bu konuda OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor.

Dolayısıyla Türkiye'de son 10 yılda 3 bin 901 kadın öldürüldü ve bu oran her geçen yıl artıyor. Artan kadın ölümlerini sadece bir rakamdan ibaret alıyoruz. Oysa ki ne anneler, bacılar, evlatlar öldü.

 Taciz ve tecavüzün artışları ise artık sayılmayı bırakıp daha ciddi sonuçlara gitmekde.

Kadına yönelik cinayet ve şiddet açısından ise raporlarda Türkiye yine ‘kırmızı’ sıralarda yer alıyor.

Türkiye'de 2023 yılında 357 kadın öldürüldü.

Artık D-U-R demek lazım gibi. Biz kadınlar 1 gün çiçek verilip geriye kalan 364 günü dayak, taciz, ölüm istemiyoruz. Özgür bir ülke ya da en azından kadınlara özgür bir ülke yetiştirmek istiyoruz. Ben Arzu ÖZASLAN Gazeteci,yazar ve çok genç bir kadın olarak, artık geceleri dışarı çıkmak, annemden etrafına dikkat et, yanında bibergazı taşı laflarını duymak istemiyorum. Ben 23 yaşında özgürce dolaşmak ve istediklerimi yapmak istiyorum. 

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN. ADIM ATTIĞINIZ HER YER ÇİÇEK BAHÇESİNE DÖNÜŞSÜN. ELLERİ ÖPÜLESİ ANALARIM, DİK DURUŞLU KIZ KARDEŞLERİM, MİNİK ELLİ KÜÇÜK KIZ BEBEKLERİM DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...

Bir Yorum Bırakın

Popüler Yazılar

ÖZSAYICI’DAN SPORSEVERLERE ÖNEMLİ ÇAĞRI

GAÜN Hastanesi’nde Dünya Obezite Günü Etkinliği

ÇEKER’DEN MAÇA DAVET ‘’ŞİMDİ BİRLİK ZAMANI’’

6 Şubat mağdurlarından çarpıcı açıklama

CHP Gaziantep Büyükşehir adayını buldu!

GAZİANTEP’E YÜKSEK HIZLI TREN MÜJDESİ!

İŞ İNSANI ÇEKER ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERE İFTAR YAPTI

50 BİN AFETZEDE AİLENİN EVE GEÇİŞLERİ HIZLANDIRILACAK!

BOZGEYİK'TEN HACİZ AÇIKLAMASI

Mimarlar Odası seçimi sonuçlandı... Büyükuncu fark attı

Altın fiyatları ne kadar oldu? İşte güncel altın fiyatları

AYDIN AKYÜREK YAZDI... ADAYLIK SÜRECİNİ NASIL OKUDUM?

DOLAR VE EURO NE KADAR OLDU?

Volkan Grup filosunu güçlendirdi

MERKEZ İLÇELER BUGÜN NETLEŞEBİLİR

Nöbetçi Eczaneler

13 Kasım 2024 Çarşamba Günü Nöbetçi Eczaneler